Doç. Dr. Soner GÖKTEN

2024 İflaslar Yılı Olacak mı? Neden İflas Edilir?

Önce enflasyon dönemini yaşadık ve yaşıyoruz, stokçulukla mücadele edildi ve ediliyor.
Takiben parasal sıkılaşma dönemine girdik ve 2024 yılında ardı arkasına iflasların yaşanacağı söylemleri yaygınlaşıyor.

Ne var ki;
Enflasyon dönemlerinde neden stokçuluk yapıldığına,
Ve parasal sıkılaşma dönemlerinde neden iflas risklerinin arttığına ilişkin yeterli bilgiye sahip miyiz; işte burası meçhul.
Finansal okuryazarlık düzeyini hesaba kattığımızda hiç şüphesiz ki vakıf değiliz.
İşte bu nedenle bu yazıda size bunların sebeplerini ve nedenlerini mümkün olduğunca basitçe anlatmak istiyorum.

İşletmelerin kısa vadeli finansal yönetimi karmaşık gibi görünse de;
Esasen çok basit bir döngünün sıhhatine bağımlıdır.
Literatürde buna ‘İşletme Sermayesi Döngüsü’ veya ‘Faaliyet Döngüsü’ ismi verilmektedir.
Bu döngü, kasada yani nakitle başlar; kasadaki nakit fon sonrasında stok halini alır; peşin satış söz konusuysa karla birlikte kasaya geri döner; aksi durumda yani vadeli satış söz konusuyla karla birlikte önce alacağa dönüşür, takiben alacak tahsil edilince kasaya geri gelir.

İşletme sermayesi döngüsünü ve anlatacağım etkileri aşağıdaki şekilde görebilirsiniz.

Döngünün süresi sektörden sektöre farklılık gösterir.

Şayet bahse konu işletme bir dönerci ise; dükkân açılınca günlük harcanan giderler (usta ücreti, elektrik, su, et bedeli vb.) döner piştikçe ‘ekmek arası döner’ olarak stoklarda yer alır; satış yapıldıkça da karla birlikte ya kasaya geri döner ya da misal kredi kartıyla ödenmişse ilgili tutar bankadan işletme hesaplarına geçinceye kadar alacaklarda bekler. Örneğin şayet komisyonsuz şekilde kredi kartı ödemelerinin işletme hesabına geçmesi için 30 gün beklenilmesi gerekiyorsa ve bir an için satışların tamamının kredi kartı ile yapıldığı varsayılırsa; döngü 30. gün kapanacaktır. Bu bahisle döner işletmesi, faaliyetlerini sorunsuz yürütmek için 30 gün boyunca her gün harcaması gereken tutarı kasada hazır bulundurmak durumundadır.

Şayet bu işletme beyaz eşya üreticisiyse; hiç şüphesiz ki üretim süresi çerçevesinde stokta bekleme süresi artacak; yani döngünün tamamlanma süresi döner işletmesine göre uzun sürecektir.

İşletmeler her seferinde döngüyü tamamladıkça pozitif nakit akışı elde ederler ve büyürler.
Bu nedenle döngü süresini kısaltmaya ve bir faaliyet dönemi boyunca döngü devrinin sayısını artırmaya çalışırlar.

Enflasyon dönemlerinde literatürde adına ‘enflasyon belirsizliği’ denilen bir kavram ortaya çıkar.
Enflasyon belirsizliği; işletmenin, fiyatların gelecekte hangi seviyede oluşacağını öngörememesi durumudur.
İşletmeci döngüyü sorunsuz şekilde çalıştırabilmek için döngü kapanınca elde edeceği nakdin bir kısmıyla hammadde veya ticari mal almak mecburiyetindedir.
Bu nedenle, enflasyon belirsizliğinin hâkim olduğunu durumlarda; işletmenin döngünün sıhhatini riske atmaması için yapabileceği iki şey vardır: (1) Fiyatları olağandışı yükseltmek veya (2) ilerisi için kendini güvenliğe alabilmek adına henüz fiyatlar geleceğe nazaran ucuzken stok yapmak.

İşte anormal fiyat artışlarını ve/veya stokçuluğu yaratan yegâne etmen enflasyon dönemlerinde döngü üzerindeki riskleri bertaraf etme gayretidir. Talebin fiyat esnekliği itibariyle rekabetçi üstünlüğü ve satışları kayba uğrayacak sektörlerdeki işletmelerin ise genellikle tercih ettikleri alternatif stok düzeyini artırmaktır. Nitekim borsada işlem gören işletmelerin finansallarına bakıldığında; enflasyon döneminde stok düzeyindeki artışlar rahatlıkla görülebilmektedir.

Parasal sıkılaşmanın işletmeler üzerinde iki temel etkisi söz konusudur.
Birincisi, talep azalır ve buna bağlı olarak satışlar düşer.
Nitekim satışın düşmesi döngünün sıhhatini yani işlerliğini bozar.
Döngünün kapanma süresini artırır, belki de döngüyü tamamen kesintiye uğratır.

İkincisi ise, finansmana erişim zorlaşır veya imkânsız hale gelir.
Bu durumda zaten satışlardan yara almış döngüde alacakların tahsil problemi başlar.
Alacaklarını tahsil edemeyen işletme ise hayatta kalabilmek için gerekli finansmana ulaşamadığı için döngü kapanmaz.
Döngü kapanmayınca da, işletme sabit giderlerini karşılayamadığı vakit teknik olarak iflas sürecine yelken açar.
Sabit giderler faaliyet hacmiyle ilgili olmayan, yani faaliyetler dursa bile ödemek zorunda olunan giderlerdir. Fabrika kirası, amortisman, genel yönetim giderleri sabit giderlere örnektir.

Kısacası,
Parasal sıkılaşma dönemlerinde işletmelerin faaliyet döngüleri yara alır.
Döngü durunca da; ne kadar duran varlık olursa olsun bir anda batan işletmelerle karşılaşılır.

Sevgi ve vicdanla kalın…
Doç. Dr. Soner GÖKTEN