Soner Gökten

Bireysel Yatırımcı Tahvil Alıp Satabilmeli!

Bugün Sermaye Piyasası Kurulu önünde adeta sıraya girmiş çok sayıda şirketin,

Bir kısmı gerçekten kurumsal bir sürecin nihayete ermesi için,

Bir kısmı patronun zenginleşme hevesiyle,

Bir kısmı ise içinde bulundukları ağır borç yükünü hafifletmek ve/veya teknik iflastan kaçınmak için halka arz olmak istemektedir.

Açıkçası,

Üçüncü seçeneğin yoğunluğu yadsınamaz bir gerçek.

Fısıltıların konuşulduğu koridorlarda büyük bir serzeniş var.

KUYRUĞUNU adeta BANKALARA kaptıran işletmeler haykırıyor: Bizler artık bankalara çalışır hale geldik!

 Haksız sayılmazlar.

Finansman gideri öncesi faaliyet karı elde eden çok sayıda işletmenin; vergi ve faiz öncesi karlarının büyük kısmını kredi geri ödemelerine kullandıkları biliniyor.

İşte bu işletmeler çözümü halka arzda arıyor,

Soluğu ise SPK’nın kapısında alıyor!

Değerli okurlar,

Sermaye piyasası,

Yatırımcılar açısından hisse senedinden,

Şirketler içinse halka arzdan ibaret değildir.

Borç veren ile borç talep edeni ARACI OLMADAN bir araya getirme görevini üstlenir sermaye piyasaları.

Hisse senetleri özkaynak finansmanı aracı iken;

Tahviller borç finansmanı aracıdır.

Gelişmiş ekonomilerde,

Tahvil piyasası hacmi kimi zaman hisse senedi piyasa hacmini geride bırakabilmektedir.

Daha doğru bir ifadeyle,

Sermaye piyasası gelişecekse bunun yegâne yolu TAHVİL PİYASASINI BÜYÜTMEKTEN geçer!

İşte bu nedenle SPK gecikmeksizin harekete geçmelidir.

İşin gerçeği, son dönemlerde reformist bir yaklaşımla sermaye piyasalarının etkinliğinin temini yönünde önemli adımlar atan Başkan Ömer Gönül ve ekibinin bu konuya da eğileceğini düşünüyorum.

Diğer bir ifadeyle, yakın zamanda Türkiye özel sektör tahvil piyasasının büyümesi yani derinleşmesi ve etkinleşmesi adına SPK nezdinde kurumsal bir adım atılırsa şaşırmam. Alkışlarım. Şapka çıkarırım…

Kısacası SPK, kuyruğunu bankalara kaptırmış; gerçekte müthiş faaliyet karı elde eden fakat gelirinin büyük kısmını bankalara kaptıran şirketleri, tahvil ihracı imkanıyla kanatlandırabilir. Büyümek için banka kapısını aşındırmak zorunda olan şirketlere tahvil ile finansman imkanı sağlayabilir.

Nasıl mı?

Bireysel yatırımcının tahvil alım-satımı yapabileceği bir platformu devreye alarak.

Bu imkan ayrı bir platform nezdinde veya bence daha doğru şekliyle halihazırdaki TEFAS bünyesinde sağlanabilir.

Bireyselin tahvil alıp satması,

Sermaye piyasasındaki hisse senedi körlüğünü ortadan kaldırarak;
Özellikle risk ve getiri bileşimi çerçevesinde mevduat ve hisse senedi arasına sıkışmış olan bireysel yatırımcılarının sermaye piyasaları nezdinde tasarruflarını değerlendirmelerine imkan tanıyacaktır.

Dahası;

TFRS 13 çerçevesinde Türkiye’de özel sektör borçlanma araçlarına haiz piyasa faizi gerçeğe uygun değer tanımına uygun olarak belirlenebilecektir.

Değerlemelerde kullanılan iskonto oranları sektörler itibariyle tahvil piyasalarındaki alım satım neticesinde oluşan gösterge faiz oranları dikkate alınarak objektif şekilde belirlenebilecektir.

Bağımsız denetim faaliyeti bireysel borç verenlerce takip edilebilir bir özellik kazanacağından finansal okuryazarlık artacaktır.

Kredi derecelendirme notları gerçek anlamda amaca hizmet etmeye başlayacaktır.

Aracı ortadan kalkacağı için borçlanma maliyetleri azalacak; bireysel yatırımcılar ise mevduattan daha yüksek getiriyi hisse senedi yatırımından daha az riskli şekilde temin etme imkanına kavuşacaktır.

Ayrıca,

Finans sisteminin bankacılık tekelinden çıkması neticesinde; kaynakların yönü bizzat tasarruf sahiplerince belirlenme şansına sahip olacaktır.

Sevgi ve vicdanla kalın…

Doç. Dr. Soner GÖKTEN