Soner Gökten

Türkiye Yüzyılı Maarif Modelindeki Finansal Okuryazarlık Müfredatındaki Hata!

Türkiye ortaöğretiminde gençlerin finansal okuryazarlık seviyelerinin artırılmasına yönelik ders müfredata eklendi.

Son derece olumlu ve olması gereken bir adımdı.

Tebrik ediyorum.

Ayrıca, müfredat içeriğinden anladığım kadarıyla; müfredatın geliştirilmesinde gençlere yönelik finansal okuryazarlık öğretimi çerçevesinde ilkesel çerçeve özelliğine haiz OECD dokümanından faydalanılmış. Bu da doğru bir hamle.

Ancak,

Müfredatın pedagojik geri planına bakıldığında; beceri kazandırmaktan ziyade bilgi yüklemesinin gene ana unsur olarak kaldığını görüyorum.

İşte TEMEL HATA DA burada yapılmış.

Değerli okurlar,

Finansal okuryazarlık düzeyinin artırılması; parasal mekanizmayı öğreterek üç temel rasyonel beceri kazandırmayı hedefler. Bunlar harcama, tasarruf ve yatırım davranışlarıdır.

Bu sayede makro iktisadi kalkınma üzerindeki riskler bertaraf edilir.

Örneğin, insanlar dolandırıcıların tuzağına düşmez veya aile bütçeleri iflas etmez.

Bu ise bilgi değil BECERİYİ ÖNCELİKLENDİRMEYİ gerektirir.

Yani, bilgi denilen olgu kullanılması gereken bir araçtır ve fazlası ya da gereksiz olanı işe yaramaz.

Öncelikle gelin, OECD kapsamında finansal okuryazarlık eğitimi gençler için nasıl ele alınıyor ona bakalım.

OECD Uluslararası Finans Eğitimi Ağı (INFE-International Network on Financial Education), ‘GENÇLER’ (Youth-Orta öğretim) için ‘Finansal Okuryazarlık’ düzeyinin artırılması için kazanılması gereken temel becerileri aşağıdaki dört başlık altında belirlemiş ve sınıflandırmıştır;

(1) Para ve parasal işlemler,

(2) Finansal planlama ve yönetim,

(3) Risk ve ödül

(4) Finansal ortam.

(Not: İlgili OECD Dokümanına ulaşmak için tıklayınız)

Para ve parasal işlemler.

Para ve parasal işlemlerin anlaşılması finansal okuryazarlığın temelidir.

OECD INFE yaklaşımında ‘PARA’ anlatımı esas alınmış ve ‘PARA’ pedagojik olarak bir ‘GELİR UNSURU ve GELİR ARACI’ olarak öğretimin başlangıcı kabul edilmiştir.

Bu bağlamda ‘Para ve Parasal İşlemler’ temel becerisi çerçevesinde takip eden başlıklar altında öğretim gerçekleştirilmelidir:

-) Ödemeler ve satın almalar (peşin ile vadesi ayrımı),

-) Fiyatlar (basitçe talep arz dengesi),

-) Bu işlemlere ilişkin finansal kayıtlar ve sözleşmeler (fatura, fiş)

-) Ve yabancı para (Dolar, Euro).

Finansal Planlama ve Yönetim.

Birinci beceri elde edildikten sonra yani kazanılan ‘PARA’nın harcamada ne şekilde kullanıldığı ve fiyatlama-para birimi ilişkisi anlaşıldıktan sonra; katılımcıdan elindeki ve gelecekteki para ile harcanan ve harcanacak para arasında ilişki kurması, bunu yönetebilmesi ve geleceğe yönelik planlama yapabilmesi beklenir.

Bu bağlamda ‘Finansal Planlama ve Yönetim’ temel becerisi çerçevesinde takip eden başlıklar altında öğretim gerçekleştirilmelidir:

-) Bütçeleme (kazanılan ve harcanan parasal miktar arasında ilişki kurarak yönetme),

-) Tasarruf (daha az harcama olanaklarının değerlendirilmesi ve gerçekleştirilmesi),

-) Uzun dönemli planlalama (iki yıl, beş yıl ve on yıl sonra ne olacak sorusuna cevap aranmalıdır; kazanılan para miktarı nasıl artacak gibi.)

-) Ve borçlanma (başkasının parasını kullanabilecek bir denge mevcuttu mudur, borç yönetilebilir mi sorularına cevap aranmalıdır).

Risk ve Ödül.

Birinci ve ikinci beceri elde edildikten sonra; yani tasarruf ve borçlanma ilişkisi kurulduktan sonra sıra yatırım davranışının şekillendirilmesine gelmektedir.

Bu bağlamda ‘Risk ve Ödül’ temel becerisi çerçevesinde takip eden başlıklar altında öğretim gerçekleştirilmelidir:

-) Değer değişimi (paranın değerinin zamana göre değiştiği enflasyon ve faiz kavramları uhdesinde ele alınır),

-) Risklerin tanımlanması (riskin belirsizliğin objektif ölçütü olduğu tanımlamasından hareketle bütçe üzerindeki risklerin farkındalığı sağlanır),

-) Finansal güvenlik ve sigorta (riskler ne şekilde azaltılabilir veya ortadan kaldırılabilir sorularına cevap aranır)

-) Ve risk ile ödülün dengelenmesi (alınan riske karşılık bunun bir getirisi olması gerektiği ve yatırım kararlarında bu unsurun önemi dikkatle vurgulanır).

Finansal Ortam.

Üç beceri kazanıldıktan sonra katılımcının finansal ortamın kurumsal düzenini anlaması istenir.

Bu bağlamda ‘Finansal Ortam’ temel becerisi çerçevesinde takip eden başlıklar altında öğretim gerçekleştirilmelidir:

-) Düzenleme ve Tüketici Hakkı (Ticaret veya Tüketici Kanunu gibi unsurların varlığı ve finansal ekosistemdeki düzenleyici kuruluşların neler olduğu konusunda farkındalık kazandırılır),

-) Eğitim, bilgi ve tavsiye (finansal ekosistemdeki meslek mensupluğu ve uzmanlıklar üzerinde hakkında farkındalık kazandırılır),

-) Haklar ve sorumluluklar (Kişisel ve yasal finansal haklar ve sorumluluklar özelinde farkındalık kazandırılır),

-) Finansal hizmet sağlayıcılar (bankalar, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri gibi finansal hizmet sağlayıcıların rolleri özelinde farkındalık kazandırılır),

-) Dolandırıcılık ve hile (finansal regülasyon ve hizmet sağlayıcılar dışında rol oynayan unsurların potansiyel dolandırıcılık faaliyetleri özelinde farkındalık yaratılır)

-) Ve vergi, kamu harcamaları ve dışsal etkiler (Kamu geliri olan vergi ve verginin harcamasında karar mekanizması ile denetim ve kontrol faaliyetleri üzerinde durularak vergi bilinci temin edilir).

Şimdi gelin, Türkiye Yüzyılı Maarif Modelindeki Finansal Okuryazarlık Müfredatındaki içeriğe bir göz atalım.

İçerik görselini aşağıda sunuyorum.

Bu müfredatı kimler hazırladı bilmiyorum.

Lakin net olarak söyleyebilirim ki; hazırlayanların finansal okuryazarlık düzeyinin pedagojik olarak bir finansal okuryazarlık müfredatı hazırlayabilecek seviyede olmadığını hemen görebiliyorum.

Veya finansal okuryazarlık seviyeleri yüksekse dahi; bu müfredatın ortaöğretimdeki ‘GENÇLER’ için olduğunun farkında değiller.

Neden mi?

Tek bir örnek vereceğim.

Doktora derslerimde ve doktora yeterlilik sınavlarında mutlaka tek bir soru sorarak başlarım: GELİR NEDİR?

Bankacılar, denetçiler, YMM’ler hatta araştırma görevlilerinin neredeyse %99’u bu soruya doğru cevap veremezler.

Haklılar da, çünkü gelir kavramının teorisi çok derin, doğru tanımı ise çok kısadır.

Okumaya devam etmeden sizden ricam, lütfen ŞİMDİ, ‘GELİR NEDİR?’ sorusuna cevap bulmaya ve geliri tanımlamaya çalışın!

Zorlandınız veya uzun uzadıya cümleler kurdunuz değil mi?

Ben size cevabı vereyim: Gelir Özkaynak artırıcı unsurdur!

Tanım muallak geldi.

Son derece doğal.

Çünkü bu tanımı anlamlı kılmak için özkaynak nedir onu bilmeli, özkaynağın ne olduğunu bilmek için varlık ve yükümlülükler arasında bağıntı kurarak özkaynak bileşenlerini anlamalı, bu bileşenleri anlayarak özkaynak artışı ya da azalışının etkilerini kavramalı ve bunu yaparken de gerçekleşmiş ve gerçekleşmemiş gelir ayrımını bilmeniz gerekir.

Şimdi sorular şunlar;

(1) Ortaöğretim için temel finansal okuryazarlık dersine ‘GELİR NEDİR?’ ile başlandı diyelim, bunu ‘GENÇLERE’ nasıl anlatacağız?

(2) Diyelim gençler süre, alt bilgi ve kültür olarak anlayabilecek düzeyde; peki bunu KİM ANLATACAK?

(3) Diyelim doğru şekilde anlatabildik; BU TEORİK BİLGİ NE İŞLERİNE YARAYACAK?

İşte bu pedagojik ve teorik açmaz nedeniyle OECD INFE; gelir kavramını değil ‘PARA’ kavramını başlık olarak kullanmaktadır.

Zira parayı ve onun çalışma şeklini anlamadan diğer bütün başlıklar nafiledir…

OECD INFE, finansal okuryazarlık öğretiminde gelir kavramını pedagojik olarak, ‘PARANIN GELMESİ, PARAYA SAHİP OLUNMASI’ olarak kullanıp geçmektedir.

Bizim müfredatta ise ‘GELİR’ kavramı ana bileşen olarak ‘PARANIN’ önüne konulmuş; BECERİDEN ziyade BİLGİ YÜKLEME gene ön plana çıkarılmıştır. Bunu, gereksiz şekilde konvansiyonel banka ve katılım bankası ayrımı gibi çok sayıda unsurda görmek mümkündür.

Örneğin müzik derslerinde şarkı söylemek, müzik aleti çalmak; müziğe ilgili olanları ön plana çıkartmak ve sanata teşvik etmek bir alternatiftir. Bu beceri kazandırmaya yönelik bir öğretim tarzıdır.

Bununla birlikte kitabi olarak örneğin OBUA fotoğrafını göstererek ‘BAKIN BU OBUA’dır demek salt bilgi yüklemektir.

Sizce hangisi tercih edilmelidir?

Sevgi ve vicdanla kalın…

Doç. Dr. Soner GÖKTEN